MUHTEŞEM MÜNAZARACILAR
Mr. Tolson, Teksas’da bir Afro-Amerikan Üniversitesi’nde profesördür. Filmin anlatıldığı 1935 yıllarında zencilere eğitim hakkı yeni verilmiştir. Beyazlarla aynı okullarda aynı sınıflarda eğitim görmeye henüz layık görülmeyen zenciler kendi okullarında eğitim almaktadırlar. Mr. Tolson diğer okullarla yarışmaya girmek için bir münazara grubu kurmaya başlar. Gruba seçilen genç öğrenciler: Henry Lowe, Samantha Booke, James Farmar Jr. ve Hamilton Burgess olmuştur. Bundan sonra Mr. Tolson ve grubu farklı okullarla münazaralara başlamıştır. Önce yakın çevredeki küçük zenci okullarıyla yarışılmış büyük okulların ilgisi çekilmek istenmiştir. En son da ise ulusal şampiyonluğu elinde bulunduran Harvard Üniversitesi, Mr. Tolson’ın grubunu münazaraya davet etmiştir.
Film anlatıldığı yılları seyirciye oldukça iyi bir biçimde aktarmıştır. Zencilere karşı yapılan ayrımcılığı özellikle bu durumun güney eyaletlerinde ne denli büyük ve rahatsız edici olduğuna çok iyi vurgu yapılmıştır. Yerel yöneticilerin zencilere karşı aldıkları olumsuz tavırlar, zenci ve beyaz üreticilerin yaptıkları yasal toplantıların bile sheriff tarafından sorgusuz sualsiz basılması filmde işlenmiştir. Zencilere karşı beyazların bakış açıları seyirciye yansıtılmıştır. Beyazlar zencilerin varlığını ve onların da özgür olduklarını kabul etmektedirler ancak henüz onlarla aynı ortamda bulunmanın aynı okulda ders yapmanın rahatsız edici olduklarını düşünmektedirler. Toplumun buna hazır olmadığını, ileride böyle bir hakkın verilebileceğini söyleyerek zencilere zaten ikinci sınıf insan muamelesi yapılmaktadır. Teksas’da hala zenciler yargılanmadan asılmakta ve yakılmaktadır. Beyazların zencilere karşı olan anlamsız nefretini Danzel Washington etkileyici ve kendine has bir biçimde bizlere yansıtmıştır. Böylesine hassas bir konuda çok akıcı çok ilgi uyandırıcı ve insanı sorgulamaya yönlendiren bir film olmuştur The Great Debaters. Oyuncu performansı açısından da oldukça başarılı bir yapımdır. Genç oyuncular kendi rollerine çok yakışmış ve rollerini izleyiciye başarıyla aktarabilmişlerdir. Münazaracı olarak seçilmeden önce ve sonra her bir yarışmada kendilerini nasıl geliştirdiklerini zevkle izletmeyi başarmışlardır. Samantha’nın beyazlarla yapılan ilk münazaradaki coşkulu konuşması ve Harvard’a karşı bir Harvard mezunu olan ünlü yazar Henry David Thoreau’a gönderme yapması, Henry’nin tam yerinde ve seri bir şekilde kullandığı alıntılar ve Mr. Tolson’ın yokluğunda gruba koçluk etmesi, Farmar Jr.’ın son konuşmada zencilerin içinde bulunduğu durumu etkileyici bir şekilde anlatması kesinlikle görülmeye değer performanslardır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder